23 Haziran 2010 Çarşamba

Korkma bebeğim; hepsinin sonu aynı!

"neden soruyorsun
nereye gidiyorum
iki yol var demiştin
birinden gidiyorum..." 


Deniz' le önce ayaklarım buluştu 1 hafta önce..
Sonra farkettim ki çok özlemişim; dayanamadım. Aynı ezgileri mırıldandığım bi' arkadaşımı da yanıma alıp kendimi bırakıverdim. O nasıl bi' özlemdir, öyle güzel bi' buluşma oldu ki. Omuzlarım uyuştu. Sırt üstü yattım uzunca bi' süre... Kıyıdan birbirinden güzel şarkılar da yükseliyordu. Mest oldum. Ellerim buruşuncaya dek çıkmadım sudan. Nefes alıştırmaları yaptım ve sonra daldım. Suyun altında o kadar çok ilerledim ki ben bile kendime şaşırdım ve ciğerlerimi çok sevdiğimi anladım.
O gün varya çevreme, suya bakıp bakıp "çok mutluyum, çok huzurluyum be" dedim. Hayran kaldım çevremdeki herşeye... 
Sonra aklımdaki planları düşündüm bir bir; kurumaya çalışırken.  Huzurumu bozacak hiçbi'şeyle muattab olmama kararı aldım. O gün bu gündür amma "large" oldun diye takılıyor millet, ama siz bi' de bana sorun kuzum: "ah çok mutluyum!" 
Sonra kariyerimi falan düşündüm. E malum ben özel bi' kurumdayım. Sonra o gereksiz ve saçma, neyi ölçtüğü belli olmayan KPSS'yi düşündüm. "Yahu ben heryerde ekmek yerim" deyip onu da attım bi' kenara... Konuşmuyorum bile onun lüzumsuzluğunu artık. Herkes yaşamak istediği hayatı yaşasın. Bundan sınra ne ertelerim bu hayatı, ne zorlamalara kulak asarım. Varsın gelsin hayat bildiği gibi...  Tek dileğim var; o da "sağlıklı bi' yaşam" gerisi zaten gelecek. Kıpır kıpır içim, bildiğiniz gibi değil! 
Ve şimdi tık!   
-Çizimin tamamlanmış halini çekmedim, zor geldi uğraşmak, twitpic'e ekleyeceğim en kısa zamanda- Muah! 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder