27 Haziran 2011 Pazartesi

... ve milâttan sonra başlar...

Elindeki çakıl taşlarına baktı; hiçbiri aradığı gibi değildi. Fırlatmadı yere, usulca bıraktı. Sonra dönüp arkasına baktı; bıraktığı yerde bulamayacağını biliyordu. Yoktu orada, belki de tanıyamadı. 
O sırada her zamanki gibi dağılan dikkatini toplamak için kırdığı elektrik süpürgesini çalıştırdı. Sandığından daha az ses çıkararak çalıştı bu kez makine. Şaşırdı. Sonra kitaplığına doğru ilerledi, gözü Edip Cansever'e takıldı, beyninde "Kirli Ağustos" yankılandı. "Uykum gelmiş olmalı!" diyerek, dişlerini fırçaladı, pijamalarını giydi, ışığı söndürdü ve karanlıkta, her köşesini kısa sürede ezberlediği odasında yatağını bularak kıvrıldı. Huzurluydu. Başını yastığa koyduğu anda uyudu!
Tık!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder