9 Ağustos 2011 Salı

Oha! Bana n'oooolmuuuuş?


Son bi'kaç senedir çıkamayan 20'lik dişlerimle mücadelem kitaplara konu olacak seviyeye gelmiştir, evet onaylıyorum!
Dün 16:30'daki randevuma gittim, sağ en arkadaki hergele yüzünden. Neyse çekmediler dişi, yarısı hala çıkamamış. Üstelik iltihap yapmış serseri. Bi'kaç ilaç verdi. Biri de "Sefaleksin Sef 1" isimli antibiyotik. Saat 21:00 gibi ilacımı içtim. 21:30 kibi kaşınmaya başladım; göz altım, göz kapağım, kolum, dizimin arkası gibi ince derili kısımlar... İlaç alerjim zaten var benim, bu ilk değildi. Diğer durumlardan farklı olarak bu kez öksürük de başladı. Sanki bi'şey boğazıma kaçmış gibi öksürttü beni deyuz! Otomobile atladığımız gibi en yakın hastaneye gittik.Civarda 2 özel hastane var lakin sülalemin %50'si sağlıkçı, %25'i öğretmen,%25'i asker olunca bu özel hastanelerin güvenilmemesi gereken olaylarını çoktan duymuştuk. Zaten en yakını devlet hastanesiydi. Niye mi bu kadar çok vurguluyorum devlet-özel farkını? Az soooraaa! ehe:) Neyse dur!
Gittik doğru acile, muayene falan derken, doktor dedi ki: serum, içine bilmemkaçlık avil ve bilmemkaçlık prednol. Takıldı koluma ve sonra doğru müşahede odasına, ben ama domuz gibiyim; şu şekilim yalnızca: sol göz sağa göre epey şiş ama görünüşte bşka bi'şey yok. Neyse... Yatırdılar da beni.
Sağımda bi' kız vardı-ergen- ishal ve kusma nedeniyle yatmış, serumu bitti gitti. Soluma 60'ında bi' çift geldi. Teyzem basmış çamaşır suyunu mutfağa, sonra bunlar daralmış, nefes alamamış, oksijen tüpü gibi bi'şeye bağladılar, ben çakmazing! ve evet hikayemin en kritik noktası, canımı çok acıtan gözlerimi dolduran kısım: boşalan sağ yatağıma biri kadın, diğeri erkek 2 cezaevi görevlisinin kucağında gelen erkek çocuğu, muhtemelen yaş 3-4! Kadın annesi olamayacak kadar yaşlı, babası ise o kadının eşi olamayacak kadar gençti ve kadın "geçecek teyzecim" şeklinde konuşunca bende dank etti. Annesi hükümlüydü, evet! Öyleymiş de. Yüksek ateşten getirmişler Boran'ı. Kıvrık kıvrık olmuş kirpikleri, ağlamış belli. Arada "anne" dedikçe, kadın görevli "gidicez oğlum, götürcem ben oğlumu Kader'e" diyordu. Annesinin ismini de uydurmuyorum "Kader!" Kadın öyle dedikçe dudağın ısırıyordu bebecik ağlamasın diye. Annem yanımda oturuyor, ben ufaktan tırsmışım nefes almakta zorlanınca... Annemden çantamı istedim. Hep cicili bicili bi'şeyler olur benim çantamda bu kez kalem çıkmadı. Çok severek aldığım ayynen bana benzeyen bi' kız figürü olan anahtarlığı çıkarmasını stedim annemden. Alıp kadına uzattım "oyalar belki" diye. Gözlerinin içi parladı. Kaldım öyle "ulan!"dedim içimden nadir durumlarda kullandığım gibi. "Ulan bu çocuğun çok güzel bi' geleceği olsun be!". İçim titredi, ağlarım diye bakamadım fazla. Oynadı bi' süre. Kadın:  "Ne zaman saçına dokunsam "anne" diyor."dedi. O vakit boğazıma daha beter bi' yumruk oturdu. Telefonu elime aldım ve titremeye başladı. -Ellerim değil, telefon eheh- Arayan arkadaşımın sevgilisiydi; "benden duy istedim, ben artık resmi bi' damadım"yanından da bizimkinin kikirdemesi geliyor. Tebrik ettim, kocaman sevinerek, çok iyi zamanda yetiştiler imadadıma, tabii onlar benim mekanı öğrenince sevinemediler pek. Kapattım ama kısa sürede yandakileri rahatsız etmemek için zira Boran uyumak üzereydi ve uyudu, mesajlaştık, şakalaştık ve 1,5 saat dolunca oradan ayrıldık, evde gözüm hala şişti, bu sabahta sol göz inadınıdevam ettiriyor ve ben kaba etime iğne saplatmak için şimdi ayrılıyorum. Muah!

4 yorum:

  1. Çok geçmiş olsun. Çocuğa da çok üzüldüm. Dilediğin gibi çok güzel bir geleceği olur inşallah.

    YanıtlaSil
  2. Teşekkür ederim Nekocum:* Öyle umalım!

    YanıtlaSil
  3. bana da askerde iğne yapan er sağlık meslek yüksek okul mezunu falan değilmiş,, maline operatörüymüş sivilde :))

    YanıtlaSil