21 Ocak 2010 Perşembe

Duraksama...


Bugün bi'şarkı sözüne takılmışken dilim, Cemal Süreya geliverdi aklıma...
Düşündüm, hayretler içinde bi'kez daha hayran oldum bi'kaç dörtlüğünü okuyup. Çok şeye benzettim onu; mesela o aşka aşık Çağdaş gibi, mesela o sevmeyi biliyor ama sınırı yok, yüzüne gözüne bulaştırıyor. Hani sakınan göze çöp batar misali... 


Sonra kızlarla kritiğini yaptık. Mesela:

"peşinden başka gidecek yer yoktu,
seni artık hiç sevmediğim halde" 

demiş. Koşmuş belli ki ve yorgun düşmüş, sorgulamış belki biraz, alışkanlıktan vazgeçememiş belki de dedik.. Üstü kapalı yazıyorum ben ama bizimkilerde de çok cevherler varmış onu anladım.
Sonra :
"mutsuzluğumu yeterince hakketmek için
geri döndüm kilometrelerce yürüdüm."
demiş rahmetli... çok şey demiş aslında. Bi'çoğuna takıldık, durduk düşündük.

Eşine demiş ki:
"Sen Bayan Nihayet;
sen bir mevsimin sanat eki''
...

Cemal Süreya bambaşka bi' dünya...
Ben öyle oturup şiir okumam, melankolik modda hele hiç duramam. Durmadık da zaten. Yorucu ve hareketli bi' günün ardından iyi geldi Cemal Süreya okumak. 2 gün sonra ben olmak Free Willy .
Hava şartları tepemi attırmazsa iyi olacak bu aralar... Neyse... İşim var şimdi, bu gece kendimi çok kaba addediyorum (because of work, baby) 
Haydi iyi geceler...

4 yorum:

  1. Duraksa mı, duraksama mı?

    YanıtlaSil
  2. Merhaba Eva, ben de Sureya'ya bayilirim. 13 gunun Mektuplari'ni okudun mu hastanedeki karisina yazdigi, pek lezizdir :)

    YanıtlaSil
  3. Merhaba Eliza; hoşgeldin öncelikle:) Bilmem mi, zamanında az sayıklamadım ben onları:)
    "...
    her şey seni bekliyor her şey gelmeni
    içeri girmeni
    senin elinin değmesini
    gözünün dokunmasını
    ve her şey tekrarlıyor
    seni nice sevdiğimi"

    :)oku oku bitmez, bitiresi gelmez insanın:)

    YanıtlaSil